11 Ekim 2012 Perşembe

Folk Tunes from the Two Sides of the Caucasus 2003

Front


Back


Macar etnomüzikolog, araştırmacı ve derleyici Dr. János Sipos,  Kafkasya'da 1999 ile 2001 yılları arasında saha araştırması yaparak çeşitli halk müzisyenleriyle ses kayıtları yaparak bu albümü oluşturmuştur. CD'nin doldurulma amacı, Kafkas müziğinin lezzetine varabilme hissini meraklılarına verebilmektir. Türk dilleri konuşan Azeri, Karaçay, Balkar şarkılarını ve paleo-kafkas dili konuşan Avarların şarkılarını bu albümde dinlemek şansını bulacaksınız, hem de orjinal haliyle...


Dans müziği, ağıt, aşk şarkısı ve dini şarkılar arkaik bir tarzda söylenmiştir. Bu tarz kayıtlara rastlamak biraz zordur.

Sözü fazla uzatmadan son olarak; bu harika çalışmayı sizlerle paylaşmaktan mutluyum.




Tarzı: Halk Şarkıları
Sanatçı: Çeşitli
Başlık: Kafkas Music
Çıkış Tarihi: 1999
Parça Sayısı:24
Formatı: MP3
Ses Kalitesi: 256 kbps
Yayın Dili: Karaçay, Balkar, Avar, Azeri
Boyut: 134 MB




Tracklist:

Label:Hungaroton

Orig Year:2003
CD Universe Part number:6581550
Catalog number:18253
Discs:1
Release Date:Nov 18, 2003
Studio/Live:Studio
Mono/Stereo:Stereo


İngilizce Şarkı listesi:
-----------------------
Makov, Azerbaijan, 2003

01. Avar song with dambura accompaniment 5'18"
02. Avar song with dambura accompaniment 5'04"
03. Avar song with drums 0'58"
Jar, Azerbaijan, 1999
04. Avar song with string instrument as accompaniment 3'49"
Makov, Azerbaijan, 1999
05. Avar dancing music with davul and zurna 11'11"
06. Avar dancing music with davul and zurna 2'15"
Sündi, Azerbaijan, 1999
07. Azeri religious 'zikr' melodies 8'03"
Nalchik, Kabardino-Balkaria Aut. Rep., 2000
08. Balkar religious song 0'46"
09. Balkar love song 1'16"
10. Balkar historical song 1'25"
Teberda, Karachay-Cherkessia Aut. Rep., 2000
11. Karachay dancing - songs 0'44"
Shamahi, Azerbaijan, 1999
12. Azeri ashik songs and plays the dombra 6'51"
Merdekan, Azerbaijan, 1999
13. Laments from Karabakh 2'55"
14. Religious song from Karabakh 1'53"
Kilise, Turkey, 2001
15. Anatolian Karachay love song 0'53"
Bolvadin, Gökche Yayla, Turkey, 2001
16. Anatolian Karachay dancing-song 1'00"
17. Anatolian Karachay dancing-song with accordion accompaniment 1'56"
Konya, Turkey, 2001
18. Anatolian Karachay dancing-song 1'47"
Bashöyük, Turkey, 2001
19. Anatolian Karachay lament 0'53"
Ogari Malkar, Kabardino-Balkaria Aut. Rep., 2000
20. Balkar wedding song with accordion accompaniment 1'42"
Shamahi, Azerbaijan, 1999
21. Azeri wedding song with drums accompaniment 1'27"
22. Azeri folk music band plays (zurna, nagara, def) 1'38"
23. Azeri ashik sings and plays the dombra 2'08"
24. Azeri folk music band plays (sing, baglama, balaban, nagara, def) 5'06"


Macarca Şarkı Listesi:
-----------------------
1.Avar dal, dambura kísérettel
2.Avar dal, dambura kísérettel
3.Avar dal dambura kísérettel
4.Avar dal vonós hangszer kíséretében
5.Avar táncdallam zurnával és dobbal
6.Avar táncdallam zurnával és dobbal
7.Azeri vallási »zikr« dallam
8.Balkár vallási dal
9.Balkár szerelmesdal
10.Balkár történelmi dal
11.Karacsáj táncdal
12.Azeri aşik énekel és játszik a dombrán
13.Sirató Karabahból
14.Vallási dal Karabahból
15.Anatóliai karacsáj szerelmesdal
16.Anatóliai karacsáj táncdallam
17.Anatóliai karacsáj táncdallam harmonika-kísérettel
18.Anatóliai karacsáj táncdallam
19.Anatóliai karacsáj sirató
20.Balkár lakodalmi dallam harmonika-kísérettel
21.Azeri lakodalmi dallam dobkísérettel
22.Azeri népi zenekar játszik zurnán, nagarán és defen
23.Azeri aşik énekel és játszik a dombrán
24.Azeri népi zenekar kíséri az éneket bağlamával, balabannal, nagarával és deffel



Thank you Kovacs Nandor



Sipos János'un kişisel web sitesi:
http://www.zti.hu/sipos



























20 Eylül 2012 Perşembe

Areti Ketime - Mes stou Aigaiou

Arreti Ketime, plays "santouri" and sings a traditional Greek song about the Aegean Sea.

14 Eylül 2012 Cuma

Fairouz ( fairuz ) - Asfur


Aslında fairuz'ûn sesine benzetemedim ben farklı bir bayanın sesi, tam emin değilim ama yine de feiruz yazdım... Bilen vatandaş varsa bizi aydınlatsın...

13 Eylül 2012 Perşembe

Dağıstan Müzikleri-Pandur Koleksiyonu 2009

Albüm Kapağı

Dağıstan'ın dört ünlü pandur ustası tarafından ortaya çıkarılan bu koleksiyonda toplam dört albüm ve 70 parça bulunmaktadır. Kafkasya'da her yörede kullanılan Pandur aslında Yunan kökenli  "Pandoura" adlı enstrümandan gelmektedir. Aşağıda sizlerle paylaştığım yazıda bu konuda doyurucu bilgiler bulabilirsiniz.





PANDUR


Süreyya Ülker
Türk Dili Dergisi Eylül-Ekim 2008; 22 (128): 22-23


Pandura 3 telli, küçük gövdeli, uzun boyunlu bir eski Yunan tımbırasının Latince adıdır (15). Çalgının Yunanca özgün adları pandoura ile panduriumdur (15). 
Pandoura_çalan-Antik Yunan Tanagra heykelciği, M.Ö. 200

Gazimihal, pandurium biçiminin bir üflemeli çalgının adı olduğunun anlaşıldığını belirtmektedir (4); ancak Webster pandurium’u pandoura’nın eşanlamlısı olarak vermektedir (15). Yineldoğuş döneminde batıda bu adı taşıyan ya da bu adın türevi olan adlarla adlandırılan çeşitli tımbıralar kullanılmıştır. Bunların ortak bir tanımını yapmak olanaksızdır. Bunların kimi büyük, kimi küçük gövdeli; kimi uzun, kimi kısa saplı olmuş; tellerinin sayısı değişken olmuştur. Dolayısıyla yongar (gitar), kopuz (ud) ya da tımbır (tambur) çoluğuna sokulmayan tımbıraların oluşturduğu türdeşmez (gayrımütecanis) bir tımbıra çoluğudur.

Pandur
Sözcük Abazacada apandur (7), Ermenicede pandrini (6), Fransızcada pandore (15), Gürcücede panduri (6), İngilizcede bandora ile bandore (15), İspanyolcada bandurria(15), İtalyancada pandora ile pandura (15), Lehçede bandura (15), Portekizcedebandurra (15), Rusçada bandura (15) biçiminde geçmektedir.

Fas Arapçasında tef anlamına gelen bendir (17), İspanyolcada tef anlamına gelen pandero(4), Türkçede tef anlamına gelen pandili (8, 12), Osetçede çalgı anlamına gelen fandır (7), Çeçencede çalgı anlamına gelen pondur (7) sözleri panduranın anlamı kaymış biçimleridir.

Gürcü genel dilinde bu çalgının 3 tellisine panduri denirken 4 tellisine çonguri denmekte, çongurinin, panduriye 4. bir tel eklenmesiyle geliştirildiği bildirilmektedir (6). Gürcü halk dilindeyse panduriyle çonguri kavramları iç içe geçmiştir. Doğu Gürcistan’ın ovalık kesiminde 3 telli panduriye çonguri denirken, dağlık kesimde bu çalgıya hem panduri, hem çonguri denmektedir. Dağlılar, çalgının eski adının panduri, yeni adınınsa çonguri olduğunu belirtmektedirler (6). Panduri Doğu Gürcistan’da yaygınken, çonguri Anadolu’ya komşu Batı Gürcistan’da yaygındır (6). Çonguri sözü Gürcüceden İsvancaya çunuri (6), Abazacaya açangur (7) biçiminde geçmiştir.

Gürcücede pandura anlamında kullanıldığı anlaşılan çonguri sözü Türkçe çöğürden bozmadır. Kökleşik sözlüklerimizde çöğür iri gövdeli, kısa saplı bir tür halk çalgısı olarak tanımlanmıştır (1, 8). Bir de sözlüklerimizde maydanozgillerden, bir tür dikenli yaban bitkisi, tohumdan yetişmiş küçük fidan anlamlarına gelen bir çöğür sözü vardır (1, 8). Kökleşik sözlüklerimiz bu iki çöğür sözünü ayrı sözcükler saymaktadır (1, 8). Tietze dikenli ağaç anlamına gelen çöğürle ahlat ağacı anlamına geldiğini belirttiği 3. bir çöğür sözünü de ayrı bir söz olarak görmekte, fidan anlamına gelen çöğür sözüne yer vermemektedir (13).

Gazimihal çöğür sözünü kopuz sözünün Moğolcaya geçen biçimi olan ku’ur’un Türkçedeki özgün biçimi varsaydığı kovur ile birleştirmekte, gitar anlamına gelen yongar sözüyle Arapçadan bozma olduğu bilinen tambur sözünün de bu sözden bozma olduklarını düşündüğünü belirtmektedir (5).
Sözcüğe çongur biçiminde yer veren Räsänen Moğolcada üfleme borusu anlamına gelençogurdan bozma olduğunu belirtmektedir (11). Räsänen çongur sözünün Azerbaycan’da üç telli bir çalgının adı olduğunu belirtmektedir ki, bu eski Yunan pandurasına uymaktadır (11). Räsänen, sözcüğün Osmanlıca biçimini çonur biçiminde vermektedir. Eren, Räsänen’in bu biçimi Radloff’tan aldığını, ancak bunun doğru olmadığını, Anadolu’daki doğru biçimin çöğür olduğunu belirtmektedir (3). Eren’e göre çalgı adı olan çöğür dikenli ağaç, ahlat ağacı anlamlarına gelen çöğürden bozma olmalıdır (3). Dolayısıyla Eren’e göre kökleşik sözlüklerimizin 2, Tietze’nin 3 ayrı söz olarak yer verdikleri çöğür tek bir sözdür (3). Dolayısıyla Moğolcada üfleme borusu anlamına geldiği bildirilen çogur’un Türkçe çöğürden bozma olduğu anlaşılıyor.

Çöğür sözü Orta Asya’da kaval anlamında kullanılmaktadır (3, 9). Biz Çuvaşçada tulum anlamında kullanılan şabır, şapar sözlerinin (16) de Türkçe çöğürün o dilcedeki biçimleri olduğu kanısındayız (14); ancak Räsänen de, Eren de çöğürün çeşitli dilcelerdeki anlamlarıyla biçimleri arasında bu sözlere yer vermemişlerdir (3, 11). Çuvaşların kuzey komşusu olan Fin kökenli Çeremislerin tulum anlamında kullandıkları şuvır sözünün de (16) Çuvaşça bir alıntı olduğu kanısındayız (14).

Çöğür sözü, olasılıkla Azerbaycan üzerinden Dağıstan Avarcasına çoğur biçiminde 2 telli bir çalgının adı olarak girmiştir (5). Doerfer, çöğür sözüne Farsçadaki Türkçe alıntılar arasında yer vermektedir (2). Çöğür sözü Rumcaya savuri, sevuri biçimlerinde geçmiştir (5). Ali Rıza Yalgın Güney Anadolu Türkmenlerinin 6, 9 telli 2 biçimi bulunan bir çalgıya çağur dediklerini bildirmektedir (5, 10). Bütün bu verilerden çöğür sözünün panduranın Türkçe karşılığı olduğu anlaşılmaktadır. Çöğür çoluğundan başlıca çalgı çeşitleri mandola, mandolin, pandurinadır.

Mandola, mandolinin atası olan bir 16.-17.yy çalgısının İtalyanca adıdır (15). Adı, pandura sözünden bozmadır. Fransızca adı mandoredir (15). Adı çöğürce biçiminde özleştirilebilir.Mandolin, mandolanın küçük bir türevidir. Adı Fransızca mandolineden bozmadır (1). Fransızca mandoline, İtalyanca mandolinodan, o da İtalyanca mandola’dan bozmadır (15). Adı çöğürcük biçiminde özleştirilebilir. Çocukluğumuzda çalmış olduğumuz, günümüzde düzeninin tutturulmasının öğretmenlere güç gelmesinden dolayı kullanımdan kalkmış olan güzel bir çalgıdır. Çöğürün kısa biçimlerine Latincede pandurina denmektedir (15). Türkçe doğal karşılığı kısa çöğürdür.

KAYNAKÇA
Ağakay MA. Türkçe sözlük. 10. bası. TDK. Ankara, 2005.
Doerfer G. Türkische und mongolische Elemente im neupersichen. Wiesbaden, 1963-67.
Eren H. Türk dilinin etimolojik sözlüğü. Ankara, 1999.
Gazimihal MR. Musıki sözlüğü. MEB. İstanbul, 1961.
Gazimihal MR. Ülkelerde kopuz ve tezeneli çalgılarımız. Kültür Bak. Ankara, 1975.
Ketencoğlu M. Kuzey Kafkasya. Bölgesel müzikal genellemeler. Röportajlar/Yazılar.http://www.muammerketencoglu.com/roportajlar.php?id=yaz21
Kutlu A, Yaşayan S, Ateş K, Dizman İ, Kul E, Özel S, Çotuksöken Y, Küçükceylan N. Türkçe sözlük. 2. bası. Dil Derneği. Ankara, 2005.
Ögel B. Türk kültür tarihine giriş 8. 3. bası. Ankara, 2000.
Ögel B. Türk kültür tarihine giriş 9. 3. bası. Ankara, 2000
Räsänen M. Versuch eines etymologishen Wörterbuchs der Türksprachen. Lexica Societatis Fenno-Ugricae. Helsinki, 1969.
Redhouse. Türkçe/Osmanlıca-İngilizce sözlük. 17. bası. Sev. İstanbul, 1999.
Tietze A. Tarihi ve etimolojik Türkiye Türkçesi lugatı. Birinci cilt A-E. Österreichische Akademie der Wißenschaften. Simurg. İstanbul, 2002.
Ülker S. Zurnadan obuaya gürdüdük. Türk Dili Dergisi Mart-Nisan 2008; 21(125): 32-36.
Webster’s third new international dictionary of the English language unabridged. Könemann. Cologne, 1993.




Ülke:Dağıstan
Sanatçı: Çeşitli
Başlık: Dağıstan Halk Şarkıları ve Müzikleri
Çıkış Tarihi: 2009
Türü: Halk Müziği
Formatı: Mp3
Ses kalitesi: 256kbps
Yayın Dili: maarulalca (Avarca)
Parça Sayısı: 70
Boyut: 398 MB


Tracklist:

01. Abdulla Magomedimirzaev
01. Аварская народная
02. Слова из сердца
03. Молодость не вернется
04. Недотрога
05. Из поэмы Ахульго 4 часть
06. Ищу тебя
07. Желание старика
08. Вспоминаю годы
09. Уходят годы
10. Лирическая
11. Просьба сына
12. Река мыслей
13. Песня о Махмуде
14. Сладостный сон (муз и сл нар)


02. Abdulla Sachadinsky
01. Народная
02. Аварская народная
03. Чеченская народная
04. Кумыкская народная (руч.)
05. Старинная аварская
06. Марш хочбара
07. Акушинка
08. Народная
09. Мелодия Ахмеда Цурмилова
10. Поппури на народные мелодии
11. Аварская народная
12. Народная
13. По горным дорогам , мел. Сергея Агабабова
14. Ансалтинская мелодия
15. Кумыкская
16. Гочобская народная
17. Марш хочбара
18. Поппури на народные мелодии
19. Чохская
20. Аварская народная
21. Народная
22. Народная
23. Народная
24. Народная
25. Мелодия Мандура Далгатова
26. Народная
27. Народная
28. Кубачинка
29. Андийская
30. Кумыкская народная (с модулятором)
31. Танец Шамиля


03. Rasul Mogamedov
01. Девушка
02. Твои Глаза
03. В дорогу
04. Горянка
05. Неповторимая
06. Имя твое
07. Велосипед
08. Аварская
09. Аварская
10. Молодой
11. Аварская


04. Said Mogamedov
01. Ахульго
02. Песня Махмуда про любовь
03. Народная
04. Песня про Даку Ассадулаева
05. Песня про Залимхана
06. Про любовь
07. Письмо с фронта
08. Любовь к чужой жене
09. Опять про любовь
10. Моя любовь (Махмуд)
11. Девушка из Акташа
12. Народная про любовь
13. Песня про смерть Махмуда
14. Про грузинских девушек

























M. Butayev-B. Gazdanov-Oset Halk Dans ve Şarkıları (1965)










Yine nadir bulunan bir albümle karşınızdayız. Oset müziğinin iki usta ismi bu albümde buluştu. M. Butayev'den iki şarkı, garmon ustası B. Gazdonov'dan Oset dans müziği. Albümde toplam üç parça bulunmaktadır. 45.lik vinil plaktan dijital ortama aktarılan bu albümde,  klasik halk Oset müziği herhangi bir rafine işlemine tabi tutulmadan kayıt altına alınmıştır.





Ülke:Kuzey Osetya
Sanatçı: M.Butayev, B.Gazdanov
Başlık: Oset Halk Dans ve Şarkıları
Çıkış Tarihi: 1965
Türü: Oset Halk Müziği
Formatı: Mp3
Parça Sayısı: 3
Boyut: 11 MB




Tracklist:


M. Butayev: Policeman's song - Cook's verses
B. Gazdanov: Dance-invitation


 М. Бутаев: Песня милиционера - Куплеты повара
Б. Газданов: Танец-приглашение





1965 Мелодия 43627/8 (78 rpm)


























11 Eylül 2012 Salı

Seçme Oset Müzikleri V.A. (2008)




Bu albümde Oset müziğinin en güzellerini bulacaksınız. Oset ve diğer Kafkasya halklarının müziklerinin icrası Kuzey Osetya Cumhuriyetinin en iyi sanatçıları tarafından gerçekleştirilmiştir. Neşeli, melankolik, canlı, lirik, eğlenceli... albümün içinde isteyebileceğiniz her tür bulunmaktadır.






Tarzı: Halk Dans ve Şarkıları Müziği
Sanatçı: Çeşitli
Başlık: Oset Müziği
Çıkış Tarihi: 2008
Parça Sayısı:50
Formatı: MP3
Ses Kalitesi: 192 kbps
Yayın Dili: Osetçe
Boyut: 241MB
Süre: 3:01:35





Tracklist:

01) Ханты цагъд (Алла Хадикова)
02) Праздничная Осетия (Аслан Шавтвалов)
03) Хонгж кафт (Танец-приглашение Хонга) (Трио "Фжндыр")
04) Танцевальное попурри (Алла Кокоева)
05) Хевсурская (Марина Хутугова)
06) Лезгинка (Регана Дзодзиева)
07) Къах-къухтыл цагъд (Танец на носках) (Алла Хадикова)
08) Рагон Хонгж ''Дибжхан'' (Марина Каргинова & Олег Дзеранов)
09) Жрыдойнаг (Ардонская) (Сослан Дзуцев)
10) Любимые осетинские мелодии (Попурри) (Трио "Фжндыр")
11) Кабардинский княжеский танец (Алла Хадикова)
12) Ай сж аназай (Осетинская застольная) (Ирина Мистулова)
13) Этническая (Георгий Абаев)
14) Хонга (Алла Кокоева)
15) Елхотаг Хонгж (Эльхотовская Хонга) (Трио "Фжндыр")
16) Ирон чындзжхсжв (Осетинская свадьба) (Ансамбль "Хжхты зжлтж")
17) Цецилия (Алла Хадикова)
18) Кабардинское попурри (Аркадий Цорионти & ансамбль "КАВКАЗ")
19) Хонгж кафт (Ирина Мистулова)
20) Ханты цагъд (Сослан Дзуцев)
21) Симд (Алла Хадикова)
22) Княжеская кафа (Аслан Шавтвалов)
23) Хонга (Флейта) (Шота Багаев)
24) Хонгж кафт (Алла Кокоева)
25) Фольклорный танец (Трио "Фжндыр")
26) Кабардинский (1) (Ансамбль "Хжхты зжлтж")
27) Дора-дора (Дигорская народная) (Алла Кокоева)
28) Лирическая (Регана Дзодзиева)
29) Ханты цагъд (Ирина Мистулова)
30) Тымбыл кафт (Круговой танец) (Алла Хадикова)
31) Танцевальная (Георгий Абаев)
32) Кабардинка (Сослан Дзуцев)
33) Ирон бжржгбон (Осетинский праздник) (Трио «Фжндыр»)
34) Старинная осетинская Хонга (Аркадий Цорионти & ансамбль "КАВКАЗ")
35) Кабардинский (2) (Ансамбль "Хжхты зжлтж")
36) Джигитовка (Трио "Фжндыр")
37) Серафимы Хонгж (Хонга Серафима) (Алла Хадикова & Алла Кокоева)
38) Ужздан кафты цагъд (Марина Хутугова)
39) Лезгинка (Георгий Абаев)
40) Свадебная Хонга (Алла Хадикова)
41) Кабардинское попурри (1) (Регана Дзодзиева)
42) Симд (Аслан Шавтвалов)
43) Заманхъуйлаг Хонгж (Заманкульская Хонга) (Ансамбль "Алан")
44) Адыгейский Исламей (Алла Хадикова & Юрий Темирканов)
45) Рагон Хонгж (Старинная Хонга) (Ирина Мистулова)
46) Аланы в походе (Сослан Дзуцев)
47) Фыджлты Хонгж (Хонга предков) (Алла Хадикова)
48) Кабардинский (3) (Ансамбль "Хжхты зжлтж")
49) Симд (Ирина Мистулова)
50) Кабардинское попурри (2) (Регана Дзодзиева)




























4 Eylül 2012 Salı

Gordela - Akvavebula


Kazım Koyuncu Anma Gecesinden... Batum'dan..

თსუ "გორდელა"_tsu "GORDELA"

3 Eylül 2012 Pazartesi

Light in Babylon Project - Sei Enaich Vrey

Light in Babylon - Hinech Yafa

Sokakta müzik yaparak bir araya gelen grup 2009 da kuruldu . 2 adet albüm çalışmaları oldu. (2009 istanbul) (201 1 Life Sometimes d,Doesn't Give You Space) Avrupa'da Türkiye'de sokak'ta ve konser mekanlarında sahne aldılar. MYspace Sayfaıları: http://www.myspace.com/lightinbabylon

Andreas Georgiou - Asate


Mike Oldfield - Only Time Will Tell

26 Temmuz 2012 Perşembe

Yalda Abbasi / Mohsen Mizazede - Le Yare


 Türkçe Sözleri:
Ben ki bugün çok hüzünlüyüm ey yarim
Yarim, narçiçeğim
Harabelerde gezinmekteyim ey yarim,
Yarim, yarenim
Senden bir iz bulamıyorum. ah narçiçeğim
Dert kalbimi köreltmiş göremiyorum ey yarim,
Yarim, narçiçeğim
Akbabalar canımı yedi ey yarim,
Yarim, yarenim
Buluşmak kıyamete kaldı. narçiçeğim

Ceylanımı alıp götürdü kadınlar ey yarim
Yarim, nar çiçeğim
Narçiçeğimi esir ettiler ey yarim
Yarim, yarenim
Sattılar onu çarşı,pazar
Ben ki bugün çok hüzünlüyüm ey yarim
Yarim, nar çiçeğim
Harabelerde gezinmekteyim ey yarim,
Yarim, yarenim
Senden bir iz bulamıyorum ah narçiçeğim..

24 Mayıs 2012 Perşembe

Grup Nidal Asfur


 Türkçe Sözleri:
AĞLAMA ANNE AĞLAMA BENİM İÇİN..
GÜLÜMSE ZILGITLAR ÇEK BAYRAĞIMI TAŞIYARAK
BEN ÖZGÜRLÜĞE YÜRÜDÜM ÖLÜME YÜRÜDÜM GÜLEREK KANIM AKARKEN DE CAN VERİRKEN DE
VE YİNE SÖYLÜYORUM EY HALKIM
BAK GÜNEŞ DOĞUYOR ÖLECEKSEN ÖZGRÜLÜK YOLUNDA ÖL
NE ZAMANKİ KALBİMİN ATIŞLARI DURURSA BİL Kİ
ÖZGÜRLÜK YAKINDIR GÜNEŞ DOĞMAK ÜZEREDİR


Benim kanim akiyor
Ve özgürlük ağacini suluyor
Ben mücadele ediyorum hep
Mücadele ediyorum
Mücadele ediyorum özgürlük uğruna

Asil yaşamin anlami budur
Sevgili kardeşim
Özgürlük uğruna mücadele etmektir

Uyanin kardeşlerim
Savunun işçi kardeşlerimizi
Yoldaşim haykiriyor
Güneş doğuyor
O büyük gün yakinda diyor
Kanim feda özgür vatana


Arapça şarkılar söyleyen Grup Nidal'in Asfur isimli albümü Ares Müzik'ten çıktı. Albümde derlemelerin yanısıra besteler de mevcut...

Grup Nidal yıllara dayalı birikimlerini bir albümde topladı. Hatay'da Çağdaş Sanat Atölyesi bünyesinde 1994 yılında çalışmaya başlayan grup özellikle Arap müzik eserleri üzerine yoğunlaştı. Hatay ve Mersin'de çalışmalarını sürdüren Grup Nidal, tamamı Türkiye'de hazırlanmış ilk Arapça albümünü Asfur'u yayınladı.

Ares Müzik etiketiyle yayınlanan albümde Hatay'ın geleneksel ezgileri ağırlıkta. Ağıtlar, halaylar ve anonim ezgilerin bulunduğu albümde Bintis Selebiya, Meryem, Asfur, Aleyn Büneyti gibi parçaların yanı sıra grubun kendi besteleri de yer alıyor. Grup üyelerinden Belgin Ayrancı grubun kuruluş sürecinden albüm aşamasına kadar Nidal'i anlattı.

Köy köy gezdik...

Bir bağlama iki solistle başlanan çalışmalar zamanla zenginleştirildi. Arap ritimlerle, üflemeliler ve utla bu bölgenin ezgileri söylenmeye başlandı. Grup elemanları köy köy gezerek nenelerden dedelerimizden kayda aldığımız parçaları derlemeye başladık diyerek Grup Nidal'i anlatmaya başlıyor Belgin Ayrancı.

Amaçlarının egemen kültürün asimilasyon politikalarına karşı Arap halkının sesi olmak olarak özetliyor Ayrancı. Anadolu renkli çiçeklerle dolu bir bahçe, biz kendi rengimizde bir çiçek daha ektik bu güzel topraklara diyerek de sürdürüyor konuşmasını...

Utangaç bir selam...

Albümü yapmaya sevk eden düşünsel kökeni de şu şekilde özetliyor Ayrancı; Düşmanlığı bilmeyen, sevda şarkılarıyla yoğrulmuş, anadilleriyle şarkılar söylemeyi, hayaller kurmayı, anadillerinde rüyalar görmeyi, bebeklerine ninnileri kendi dilleriyle, masalları kendi mimikleriyle yaşayan toplumun utangaç selamı.

Albümün içeriği hakkında ise şu şekilde bilgi veriyor Ayrancı; Albümde Cemil Hayek'lerin rengi, Şıh Yusuf El Hekim'in soluğu Mehmet Latifeci'nin tebessümü, Cebel Akra'nın çığlığı var. Son otuz yıldır Ortadoğu'da insanların dillerinde dolaşan ve bu topraklarda yoğrulmuş ezgiler var. Nidal (grubun bestesi), Asfur (Marcel Haliffe bestesi), diğerleri ise yaptığımız derlemeler sonucunda elde ettiğimiz yaşanmış olayları anlatan anonim eserlerden oluşuyor.

Albümü hazırlarken birtakım sorunlarla da karşılaştıklarını belirten Belgin Ayrancı Baştaki ve en büyük sorunumuz ekonomik sorunlardı diyor ve ekliyor Bir diğeri popüler kültürün ürünlerini yayınlamaya alışkın yayıncılar, bizleri ve bu projeyi sadece destekliyoruz demekle yetindiler. Ares Müzik'ten çıktı albüm. Ares Müzik bu topraklarda etnik müziklerin halka ulaşmasında önemli bir yayıncılık. Uzun bir yolculuk için.

Son olarak da şu sözleri söylüyor Ayrancı, Onca zorluğa rağmen birçok sanatçı dostumuz desteklerini bizlerden esirgemedi. Metin Kemal Kahraman, Erdem Doğan, Aslı Dalga, Aytekin Ataş, Serdar Keskin, Metin Kalaç, Nazım Gürgöz, Cansel İşleyen ve Marcel Khalif...Bu albüm küçük adımlarla başlayan uzun bir yolculuğun habercisi olsun Anadolu topraklarına... 

25 Nisan 2012 Çarşamba

Amırzakan Azırho-Rukuya SUGUPHA (Düzce) 2004



İNTERNET'TE İLK!



"ABHAZ DANSI APSUA KOŞARA"

Amırzakan Azırho-Rukuya SUGUPHA (Düzce) 2004
Saygıdeğer büyüğmüz Rukuya Sugupha Hanımefendinin bu kaydını 2004 yılında kendim yapmıştım. Kayıt 320 kbps kalitesindedir. Toplam iki parçadan oluşmaktadır. Kayıt yapılırken tamamen spontane davranılmış, Rukuya Hanımefendi kendi içinden geldiği gibi çalmıştır. Bu kayıtlardaki müzikler relikt Abhaz dans müziği "Apsua Koşara"dır. Apsua Koşara'nın en otantik icralarından birini dinlemek istiyorsanız bu albümü muhakkak indirmenizi tavsiye ederim.


10 dakikalık bu mükemmel resitali dinlemek için lütfen alttaki linke tıklayınız.

Not: Elinde bu türlü kayıt olan hemşehrilerim lütfen benimle irtibata geçsinler. Böylece saklı kalmış folklor değerlerimizi birlikte ortaya çıkarabiliriz.






Tarzı: Halk Dans Müziği
Sanatçı: Rukuya SUGUPHA
Başlık: Abkhazian Music
Çıkış Tarihi: Bilinmiyor.
Parça Sayısı:2
Formatı: MP3
Ses Kalitesi: 320 kbps
Yayın Dili: Abhazca
Boyut: 24,6 MB
Süre: 10 dakika






















24 Nisan 2012 Salı

Gelino Gelino - Gürcüce / Yangın Var Film Müziği



Gelino türküsü, gelin getirilirken söylenir. sözleri çok anlamlıdır. insana verilen değer, aşka verilen değer, geline verilen önem gibi pek çok unsurun şiirsel anlatımını barındırır.

shramta pehit moviyare şens sadzebnada
kokas tskali şevagrove tsvet tsvet helada
ğamem mtvares moukvebi zğapars şenada
dilas dğesats davumğereb lekssa grdzelasa

gelino gelino, nel nela tsamomkevio gelino
gelino gelino, karis tavi mağalia gelino
gelino gelino, dedamtili dedasavet gelino
gelino gelino, mamamtili mamasavet gelino

mitsa loginad dgvekopa dasadzinada
tsasa zeda davihuravt dasa sabnada
kari çumad dagvimğerebs gvetkvis nanasa
varskvlav santlad ainatos şukur natlada ...

Türkçesi:
dokuz dağı yayan yürüdüm seni bulmak için
testimdeki suyu damla damla çoğalttım
gece ayışığında dolunayın masallarını anlattım sana
sabah günün şarkısını söylerim uzun şiirlerle

gelino gelino usul usul benimle gel (bana katıl)
gelino gelino evin kapısı (kapının girişi) yüksektir (dikkat et manasında, sen de başını yukarda tutup tepeden bakma başını eğerek gir)
gelino kayınvaliden annendir
gelino kayınpederin babandır bu evde

bize toprak yeter üzerinde yatmak için (toprak yatağımız olsun)
gökyüzünü üstümüze yorgan gibi örteriz(gökyüzü yorganımız olsun)
rüzgar bize yavaş yavaş (alçak sesle) ninni söyler
yıldızlar mumlar gibi aydınlatsın teşekkür edercesine 

9 Nisan 2012 Pazartesi

Cankat DEVRİM - Mızıka ile Adige Kaafe










İNTERNET'TE İLK!

Folklora Adanan Bir Yaşam: Cankat DEVRİM

Kimi insanlarımız sessiz sedasız, yaptığı işe gönülden bağlanarak, iyi ve doğru olanı bulmak için uğraş verir. Elde ettikleri ile yetinmez böyle insanlar. Hep arayış içinde olurlar. Cankat Devrim de yaptığı işe böylesine yürekten bağlı, böylesine araştırmacı ruha sahip bir hemşehrimizdir. Elbruz hoca ile folklora başladı, onun izinden gitti.
Ondan öğrendiklerini çevresine öğretmek için çaba gösterdi. Bunları yaparken yürekten bağlı olduğu Adığey’in, yüzyıllar boyu oluştura geldiği yaşam felsefesinin inceliklerini kavramanın, dünyaya ve insana bakışını yaşama geçirmenin hazzını duydu. Folklor ile toplumsal yaşamın kopmaz bir şekilde birbirine bağlı olduğunun ayrımına vardı. Folkloru belirli bir kareografiyle izleyiciye sunmanın ötesinde, bir toplumun değer yargıların ön plana çıkarma, izleyicilere bunu keşfettirmenin önemli bir araç olduğunu anladı.


Bu söyleşimizde “Folklora Adanan Bir Yaşam” başlığı adı altında Cankat Devrim’i tanıyacaksınız. Onun söylediklerini zevkle okuyacağınıza, folkloru onunla daha da seveceğinize inanıyoruz.

Nart: Kendinizi tanıtır mısınız?


1946 yılında Düzce’de doğdum. Netabje ailesindenim. 1967 senesinde Ankara’ya gelip gitmeye başladım. Aynı sene, rahmetli Elbruz Gaytaoğlu yönetiminde faaliyet gösteren Ankara Kafkas Kültür Derneği’nin folklor çalışmalarına katıldım. Çeşitli illerde ve Ankara’da gösteriler yaptık. 1978 yılında Ankara’dan ayrıldım, İzmit’te devlet memurluğu görevinde bulundum. Sonra 1985’de Ürdün’den davet alarak “Prens Hamza Çerkes Okulu”nda folklor öğretmeni olarak görev yaptım. 1992 yılında Kafkasya’ya, bugünkü Adığey Cumhuriyeti’nin baş­kenti Maykop’a yerleştim. Ailevi problemlerim, acılarım oldu. O sebeple, aileme manevi destek olmak için Türkiye’ye gelmek zorunda kaldım.

 Türkiye’de “Folk­lor” sözcüğü yanlış anlaşılıyor. “Folklor” sadece dans, oyun olarak algılanıyor. “Halk Bilimi” anlamına gelen folklor, bir halkın üretmiş olduğu kültürel değerlerin tümünü kapsıyor.

Ürdün’de öğrencilere düğünlere katılabilecek kadar halk danslarını, örf ve adetlerimizi öğretiyorduk temel amaçlarımızın başında öğrencilerimize medeni cesaret kazandırmak geliyordu. Toplum içinde nasıl davranacaklarını, önemli değer yargılarımızdan biri olan büyüklere saygı ve küçüklere saygının ne demek olduğunu, kısaca bizi biz yapan toplumsal değerlerimizi öğretiyorduk.

Bu arada çocuklarımızın bedensel sağlıklarını korumakta önem verdiğimiz konular içindeydi bunun için de dans öğreten okullarda uygulanan bir program yürütüyorduk. Kuşkusuz tüm bu faaliyetlerin başka bir hedefi vardı. O da, öğrencilerimizin yaşamın her alanında disipline olmaları, birlikte çalışma ve üretmenin hazzını duymaları idi.

Ürdün’de doğup büyüyen Çerkes çocuklarının dillerini unutmamaları için Kha­bartay-Balkar Cumhuriyeti’nden Adığece dersi veren öğretmenler de vardı. Okulun resmi programında müzik dersi olmamasına karşın biz çocuklara bir nevi müzik dersi de veriyorduk. Çünkü öğretimimizin temeli ku­lak eğitimine bağlı idi. Aynı zamanda bir halkın tasa ve sevinci, o halkın yaptığı müziğinde yer alıyordu. Müzik eğitimi almayan öğrencilerimizin eğitimlerinin eksik olacağına inanıyorduk.

Öğrencilerimizin el becerilerini geliştirmek amacı işle bir atölye kurduk. Birinci sı­nıflardan başlayarak çocuklara pense tutmasını, çekiç kullanmasını öğrettik. Bizim kültürümüzde derinin ve deri işçiliğinin önemli bir yeri var. Bunların unutulmamasını, günlük yaşamımızda kendi motiflerimizin süslediği eşyaları kullandırmayı istiyorduk. Öğrencilerimizin becerileri artınca danslarda kullandığımız aksesuarlar atölyemizde yapılmaya başlandı. Bazı öğrencilerimizin bizim öğrettiklerimizden yola çıkarak el becerilerini geliştirdiler. Bugün bunların arasında hobi olarak bu işleri sürdürenler bulunmaktadır.

Öğrencilerimin Adığece’lerini geliştirmeleri için kullandığımız araç ve gereçlerin adını Adığece olarak söylemelerini istiyordum. Arapça anladığım halde anlamamazlıktan geliyor, benimle dialog kurmaları için Adığece’yi öğrenmek zorunda kalıyorlar ve bu da onları motive ediyordu. Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerden oluşan folklor gruplarımız vardı. Bu gruplar yıl sonunda gösteriler yaparlardı. Öğrencilerin el sanatları ders­lerinde yapmış oldukları çalışmaları sergiliyorduk. Öğrencilerimiz yaptıkları bu etkinliklerden mutlu oluyorlardı.

Ürdün’deki hedeflerimde biri de yetiştirmiş olduğum öğrencilerimin üniversiteyi bitirerek kendi okullardın çalışmaya başlamaları idi. Bunu gerçekleştiremeden ayrılmak zorunda kaldım.

Ürdün yasalarına göre Çerkesler Ürdün halkını oluşturan halklardan biri olarak kabul edilir. Bundan dolayı da haftanın belirli günlerinde radyo ve televizyonda yayın yap­ma hakkına sahiptirler. Çerkeslerin kurmuş oldukları sivil toplum örgütleri etkindir. Gençler, Çerkes Gençlik Evlerinde bir araya gelirler. Yaşlıların Çerkes klüpleri vardır. Kimsesiz ve düşkün olanlara yardım eden Çerkes Hayır Cemiyetleri, Çerkes-Arap Dostluk Klüpleri gibi organizasyonlar kurmuşlardır.  Bu gibi kuruluşlar hem halkların birbirlerini iyi tanımasına, hem de kendi sorunlarına kendi içlerinde çözüm bulmalarına yardımcı olmaktadır.

Nart: El sanatları ile ne zamandan beri ilgileniyorsunuz? Nasıl öğrendiniz?

Annemin babası ünlü bir kuyumcu idi. Çocukluğum dedemin atölyesinde geçti. Dedem kama, kemer gibi bizim geleneksel el sanatlarında uzmandı. Ayrıca, satılan bu türden değerli parçaları da kaybolmasın diye satın alırdı. Sonra, Düzce’de Şapsığ bir kuyumsu daha vardı. Onun dükkanına da sık sık gider, yaptıklarına bakardım. Üniversite yıllarında yazın, dayımın yanında çalışmaya başladım. Düzce’de Kafkas Kültür Derneği kurulmuş, folklor gösterisi yapılacaktı. Ekibe tenekeden kılıç yaptım konuya meraklı olduğum için gördüğüm eşyaları inceledim, nasıl yapıldıklarını öğrendim. Kardeşimin kuyumcu atölyesinde çalışmaya başladım. Ürdün’e gittiğim zaman Çerkes el sanatları ürünlerini, onarmak amacı ile bir atölye açtım. Kral Hüseyin’e yakın olan biri, iki kama siparişi verdi. Kamaları yaptım. Birini Krala hediye etmiş. Daha çok kama siparişleri almaya başladım. Ürdün kültürünü tanıtmak amacı ile turistlere ulusal giysili görevliler hizmet eder. Görevlendirilen Çerkesler için de gümüşlü takımlar yaptım.

Nart: Yaptıklarınızı sergilemeyi düşündünüz mü?

Çoğunlukla sipariş üzerine çalıştım. Sonra, yaptığım şeyler öyle sergiye girecek kadar uzun bir süre kalmıyor bende. Mutlaka bir alıcı çıkıyor. Çok uzun uğraştan sonra bile eser ortaya koyuyorsunuz, onu satmak zorundasınız. Benim kullandığım teknik, dedelerimizin kullanmış olduğu tekniktir. Tabi, bu da seri üretim için yeterli olmuyor. Kafkasya’da iken Dağıstan’a giderek gelişmiş teknikleri öğrenmek istedim. Çeşitli nedenlerle bunu da yapamadım. Benim bu mesleği yapmamdaki asıl amacım, dedelerimizin üretmiş oldukları değerlerin kaybolmaması. Öyle güzel, öyle sanatsal üretimleri olmuş ki her biri kendi çağının özelliklerini yansıtıyor. Bu işten biraz anlayanlar, iki kamayı yan yana koyarak bu yüz yıl önce yapıldı, bu beş yüzyıl önce yapıldı diyebilir.

Çerkes el sanatları ile ilgili bir kitap üzerinde çalışıyorum. Bu kitabı, bence önemli yapacak olan Çerkes aile armaları üzerine yaptığım çalışma. Çerkes el sanatları üzerine çalışma, araştırma yapacak olanlara bu kitabımla yardımcı olmak istiyorum.

Nart: El sanatları ile ilgili çalışmalarınızdan çok sizin Çerkes halk dansları konusundaki uzmanlığınız biliniyor. Bir de Kafkas Derneği Ankara Şubesi faaliyetleri kapsamında çocuklara halk dansları der­si  veriyorsunuz. Çalışmalarınızda dik­kat etmek istediğiniz hususlar nelerdir?

Yönetim Kurulu’na böyle bir teklifte bulundum. Bu konudaki deneyimlerimi, bilgimi aktarmak istiyorum. Ürdün’de yetiştirdiğimiz grup, 1989’da Kafkasya’ya gitti. Orada kaldıkları süre içerisinde her akşam gösteri yaptılar. Çocuklar da dedelerinin topraklarını görmekten büyük haz duydular. Folklor öğretiminin zorluklarını biliyorum. Her şeyden önce öğrencilerin bu konuda istekli olmaları, anne ve babalar tarafında motife edilmeleri gerekiyor. Çok çalışmanıza karşı az ilerleyebilirsiniz. Ama yorulmaya, terlemeye, emek vermeye değer bir çalışma.

Halk oyunları kültürümüzün bir parçası. İlköğretim süresince çocuklar çalışmalara katılabilirler. 8 yıl sonunda onlar belirli bir performansa, beden gücüne kavuşacaklar. Tabi, beden gücünün yanı sıra bu çocuklara kültürümüzün de doğru öğretilmesi gerekir. Beden bakımından ne kadar büyük performans gösterirse göstersin, eğer bir dansör yaptığı dansın temel felsefesini bilmiyorsa yaptığı dansın temel amacını sergileyemez. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum. 1974 yılında Gürcüstan Halk Dansları Topluluğu adı altında bir grup gelmişti. Hocamız Elbruz Bey ile dans grubunun hocası arkadaşmış. Bir gün Gürcü hoca Elbruz Bey’e “-Elbruz, salon yetkilileri bana senin kızların dans ederken hiç gülmüyor. Niçin gülmüyorlar.”

diye sordular. “Çerkes kızlarının dans eder­ken gülmediklerini bunlara nasıl izah et­me­li?” diye sormuş. Bizim danslarımızın cid­di­yet ve disiplin içerisinde yapılması gerekiyor. Düğünlerde bile bir cid­diyet vardır. Düğüne gelenler evlerinde öğrendikleri xabzeyi uygulamak zorundadır. Dans ve xabzenin iyi bir şekilde birleştirilmesi gerekiyor.

Nart: Gençlere, anne ve babalara söylemek istediğiniz var mı?

Anne ve babaların çocuklarına törelerimizi öğretmelerini, gençlerin de araştırarak, büyüklerin de sorarak kültürümüzü öğrenmelerini tavsiye ediyorum.

Kaynak: NART Dergisi


Cankat Devrim'den 3,35 dakikalık olağanüstü güzellikteki mızıka resitalinin mp3'ünü indirmek için aşağıdaki linke tıklayınız.




















19 Mart 2012 Pazartesi

Argun-ipha Mehlika Akduman-Apsua Koşara





MEHLİKA AKDUMAN KİMDİR?

Anne Adı: Feride (Aguma) Harmantepe
Baba Adı: Kamil (Argun) Kandıra / Karaağaç
Doğum Tarihi: 1915
Doğum Yeri: Harmantepe / Adapazarı
Ölüm Tarihi. 11.08.1987

İzmit Akmeşe eşrafından Hasan Bey'le 1934 yılında evlenip Akduman soyadını aldı. Bu Evlilikten; Ali Çetin, Gülsen, Birsen ve Ersin adlarında ikisi erkek, ikisi kız dört çocuğu oldu.

Kocası Hasan Bey'in 1955 yılında vefatıyla çocuklarına baba oldu. Kadın terziliği yaparak hiç kimseye  muhtaç olmadan ailesini ayakta tutan, ailesini çok seven, akraba ve dostlarını hiç bırakmayan; kardeşleri Aşamba Hasan Çakal ve özellikle Aşamba Nazım Akoğlunun sevgilerini kalbinden hiç eksiltmeyen, yeğenlerini çocuklarından ayırmayan, evindeki çiçekleriyle konuşan - hayvanları seven...

Modern, demokrat ve entellektüel özelliklere sahip, ud çalmasını bilen, Türk Sanat Müziği Hayranı, batı müziğine sempatiyle bakan tam bir cumhuriyet kadını.

Kendi kültürümüzü yaşatmak ve tanıtmak adına yaptığınız çalışmanızı takdirle karşılıyorum. Çalışmaların devam etmesini bekliyor ve başarılar diliyorum.

Akduman Ailesi adına

Ersin AKDUMAN





Tarzı: Halk Dans Müziği
Sanatçı: Argun-ipha Mehlika Akduman
Başlık: Abkhazian Music
Çıkış Tarihi: Bilinmiyor.
Parça Sayısı:1
Formatı: MP3
Ses Kalitesi: 128 kbps
Yayın Dili: Abhazca
Boyut: 13.24 MB
Süre: 13 dakika


Rahmetli Argun-ipha Mehlika Akduman'ın 13 dakikalık müzik ziyafeti için aşağıdaki linke tıklayın!


























10 Mart 2012 Cumartesi

KAFKASYA EZGİLERİ- ASIRLIK TARİH: M. Hagauca 1911






ADİGE SANATÇI M. HAGAUCA’NIN 1911 YILI KAYITLARI

XX. yüzyılı başında tüm Avrupa’da Şark ile ilgili her şey ilgi uyandırmaya başlamıştır. Şairler ve yazarlar şark motiflerini eserlerinde yansıtıyorlardı. Zengin evlerin salonları ve oturma odaları şark tarzında mobilyalarla doluydu. Koleksiyoncular şark antikalarının peşindeydiler. Paris ve Londra plak şirketleri, Kafkasya’nın eşsiz ezgilerini toplamak amacıyla gezileri düzenliyorlardı.

“Gramofon” adlı İngiliz stüdyonun yöneticisi FredTeylerve ses mühendisi EdmondPeers 1911-1913 yıllarında eşsiz birçok kayıt yapmış ve “Kafkasya Müziği” adında bir seri çıkarmışlardır. O dönemde kayıt yapılan cihazlara matris deniyordu ve Avrupa ülkelerinde oldukça popülerdi.


Rus bilim adamı müzikolog Alla Sokolova birkaç sene bu kayıtların arayışındaydı. Nihayet başarıya ulaşmıştır ve “Electronic Musical Instrument” adlı Londra arşivinde Adige sanatçı Hagauca’nın 1911 yılı kayıtlarını bulmuştur.
25 Şubat tarihinde Maykop şehrinde Hagauca’nın kayıtlarının yüzüncü yıldönümü konulu bilim etkinliği düzenlenmiştir.


O dönemin çalgıların sesleri nasıldı? Kafkasyalı sanatçılar şarkılarında neleri anlatırlardı? Ne kadar şaşırtıcı olsa da onlar da yüz yıl sonra torunlarının bahsettikleri şeylerden bahsederlerdi. Memleket sevgisi ve insanların ilişkilerinden bahsederlerdi şarkıları. Fakat yıllar geçtikçe torunlarının kaybettikleri birçok detay var sözlerinde. Hiç kuşkusuz ki bu müzik eserleri sadece müzikologlar için değil etnografi uzmanları, tarih ve dil uzmanları için mükemmel malzeme olacaktır.
Maykop şehrinin bilim adamları sayesinde yüz yıl önceki dünyaya gidip atalarımızın seslerini duyabiliriz.






Tarzı: Halk Şarkıları
Sanatçı: M.Hagauca
Etiket: Electronic Musical Instrument-Gramofon Studio
Başlık: Adygian Music
Kayıt Tarihi: 1911
Çıkış Tarihi: 2011
Parça Sayısı:28
Formatı: MP3
Ses Kalitesi: 112 kbps
Yayın Dili: Adigece
Boyut: 72,5 MB